KEDİ KÖPEK ÖLDÜRME YASASINA HAYIR

KEDİ KÖPEK ÖLDÜRME YASASINA HAYIR
Antik Mısırdan günümüze, kediler köpekler ve diğerleri…
İstanbul’da, Adalarda atlar vardı. Faytonları çekerlerdi. İnsanlar atları doğanın içinden çıkarıp aldılar. Onları döve döve ehlileştirdiler. İnsanlar atların sırtına bindiler uzakları yakın ettiler. İnsanlar atlara yük taşıttılar. Onlara bir avuç arpa, bolca saman ve bir kova da su verdiler, onları kandırdılar.
Onları yarıştırdılar, savaşlara sürdüler. Onlara türküler düzdüler, sever gibi yaptılar, onları hor gördüler.
Gel zaman git zaman insanlar motorlu motorsuz arabalar yaptılar, atlara gereksinimleri bitti. Kimileri daha da kötü çıktı. Onlara kötü davrandı. Sonuçta atların yaşama haklarını da ellerinden aldılar. Fayton çekemediler, bundan kurtuldular ama varlıkları tümüyle yok oldu. Atlar gitti, kavga bitti. Elektrikli ulaşım araçları geldi.
Kediler köpekler de aynı kaderi paylaşmak zorunda bırakılıyor.
Köpek kurtlardan koyunları korurdu.
Kediler de farelerden evlerdeki yiyecek, içecekleri.
İnsanlar kediye köpeğe gerek yok, fareye ilaç kurtlara kamera yerleştiririz, onlardan kurtuluruz, kurtları yok ederiz olur biter dediler .
Biz kedi köpek istemiyoruz, hepsini öldürelim dediler. Yasalar hazırlamaya başladılar. Ölüm yasaları…
Bir de iki yüzlülükle biz hayvanları çok severiz yaygarası yapmaya başladılar.
Aslında sevdikleri pet oyuncaklar…
Gönülleri geçince oyuncakları fırlatıp attılar, atıyorlar.
Bu pet oyuncaklardan vazgeçilmesi zamanı geldi. Onlara ölmeyecek kadar yiyecek verip özgürlüklerini ellerinden aldığımızın farkına varalım. Unutmayalım, bizler efendi değiliz, onları da köle yapmaya kalkışmayalım.
Toplumsal hayat ve üretim tüketim ilişkileri başkalaşınca bir çok canlının soyu da kurumak tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
Atların, kedilerin köpeklerin ve diğerlerinin yaşamasını istiyorsak, hayatı bizim dışımızdaki canlı ve cansız varlıklarla adil bir şekilde paylaşmak istiyorsak öncelikle ben merkezci anlayışlardan uzaklaşmamız gerekiyor. İnsanın dünyanın sahibi, efendisi değil doğanın sadece bir parçası olduğunu artık kabul etmemiz gerekiyor. Aşırı hırs ve kibirden uzaklaşmamız gerekiyor.
Aşırı betonlaşmadan, kırsal hayatı yok etmekten kaçınmamız gerekiyor. Tüm canlılara ve cansız varlıklara saygılı olmamız, onların yaşama ve var olma haklarını yaşama ortamlarını kendilerine vermemiz gerekiyor.
Doğanın dengesini, yaşam döngüsünü anlamak ve ona saygı duymak zorundayız.
Doğa ile kavga eden kazandığını zanneder ama kaybeder.
Doğanın dilini öğrenecek ve onunla uyum içinde yaşayacağız.

aCp 

Fotoğraf açıklaması yok.

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.