KAIROS – SENKRON

 

KAIROS – SENKRON

Kairos (Καιρός Kairós), gecikildiğinde istenmeyen-olumsuz-kötü şeylerin gerçekleşeceğine inanılan bir kavram. Kairos… O bir kavram olmaktan önce bir tanrı, babası Zeus, dedesi Kronos.
Anımsayacağınız gibi Zeus babası Kronos’u yenmiş, kardeşlerini onun karnından birer birer çıkarıp onlara yeniden bir yaşam kazandırmıştı. Böylece kaos durumunu ortadan kaldırmış, görece daha yaşanır bir düzen kurmuştu. Babasının elindeki gücü ele geçirmişti. Artık Ida’nın tepesine kurulup saltanat sürme zamanı idi. Her ne kadar Prometheus ateşi çaldığı ve saygısızlık ettiği yetmezmiş gibi bir de gelecekle ilgili kötü-uğursuz şeyler söylese de Hephaistos aracılığı ile onu zincire vurup ondan kurtulmak zor olmamıştı. Bu arada oğlu Kairos’u peydahlamış ve onun aracılığı ile zamana yeniden bir tanım getirmişti. Bundan böyle niceliksel zaman yerine niteliksel zaman, yaşamak değil iyi yaşamak önemliydi. Takvimlerde gösterilen günler, aylar önemsizleşiyor onun yerine uygun zaman-uygun eylem dönemi, sen+kron çağı başlıyordu.

Artık kronometrik ve kronolojik olarak saatlerin 12.45’ i göstermesi değil sevgili ile buluşulacak anın şaşmaması önemliydi.

Anadolu deyimiyle ne erken ne geç, demiri tam tavında dövmek gerekiyordu. Kınayı düğüne yetiştirmek gerekiyordu.

Romalılar carpe diem/ anı yaşa derken belki de akıllarında tanrı Kairos vardı.

İnsanlar bu duruma şans, talih, kader, kısmet ya da fırsat adını verseler de ben yine uygun yer ve zaman, bir de uygun koşul anlamında Kairos ya da Senkron demeye devam edeceğim.

Çalışma odamın bir köşesinde kahvemi yudumlarken Fest Travel ile 15 yıl kadar önce yaptığımız Hırvatistan, Bosna-Hersek ve Karadağ gezisinde gördüğümüz Trogir kenti gözümün önüne gelince bunları anımsadım. Trogir,  Dalmatia kıyısında Split ‘ten 25 km. kadar kuzey batıya doğru gidildiğinde karşımıza çıkan, 10-13 bin nüfuslu, temiz, sakin, şirin bir kent. Hele tam karşısındaki Čiovo adası meğer cennet buradaymış dedirtecek kadar güzel. Seyrine doyum olmuyor.

Şu bizim Kairos’un burada bir rölyefi var. Fotoğrafını gördüğünüz bu rölyef MÖ 4. yüzyılda Olympia’daki Palaestra için Lysippos tarafından yapılmış. Biz rölyefin Trogir’ deki Aziz John manastırında sergilenen antik bir kopyasını gördük. Kairos’un yalnızca bu rölyef değil birçok heykel ve resim çalışması bulunduğunu daha sonra öğrendim.

Gezi dönüşümüzde Bodrum Gümüşlük’ teki evimize komşu Kairos sitesinin adının nereden geldiğini site kooperatif kurucularından seramik sanatçısı Yüksel Güner’e sormuştum ama yeterli bir açıklama alamamıştım. Yüksel beyi 2 yıl önce yitirdik. Anıları gözümde canlandı, hüzünlendim.

Senkron sözcüğü dilimize Fransızca synchrone sözcüğünden alınmıştır. Sözcük syn ve chrone sözcükleri birleştirilerek oluşturulmuş bileşik bir sözcüktür. Sözcüğün morfolojisinde görülen chrone bizim tanrı Kronos’tan (χrónos /χρόνος) gelmekte ve batı dillerinin hemen hemen tümünde zaman anlamını taşımaktadır. Syn (Eski Yunanca συν) eki ‘beraber’, ‘ile birlikte’ anlamlarındadır. Bu açıklamaya göre (Eski yunanca synχrónos συνχρόνος), synchrone/ senkron sözcüğünü dilimize eşzaman veya zamandaş olarak çevirebiliriz.

Fransızca synchroniser eylemi olayların zamanını birleştirmek, eşzamanlı yapmak anlamına gelmektedir. Synchronisme ise zaman birliği, zamandaşlık olarak Türkçeye çevrilebilir.

Günlük konuşma içinde bu Fransızca sözcük (synchronisé) senkronize ve (synchronisation) senkronizasyon şekilleriyle kullanılmakta olup doğrudur ancak “senkronize etmek” şeklindeki kullanış doğru değildir.

Bernard Russel’dan yazar Jenny Erpenbeck’ ten bir Güney Kore dizisine kadar çok kişi Kairos ile ilgili olarak farklı bakış açılarıyla yorumlar yapmaktadırlar ancak ben kavramın etimolojisi ve semantiği ile yetiniyorum.

Kairos size, bize, hepimize yardımcı olsun. Olanaklarımızla davranışlarımız arasındaki kararlarımız uyumlu ve hep zamandaş olsun.

 

24.05.2024
Ali Can Polat

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.