BALONOTU

 

BALONOTU

Gezmek, görmek ve gördüğümüz duyduğunuz şeyleri, olayları farklı bakış açılarıyla ve daha önce dağarcığımızda olan bilgilerle yeniden değerlendirmek kuşkusuz hep yaptığımız veya yapmak istediğimiz şeylerdir. Bunlar için bazen çok uzaklara gitmek gerekmeyebilir. Belki de içinizdeki merak denen sevimli canavarı doyurmak sandığımızdan çok daha kolaydır. Örneğin bu güne kadar gördüğümüz bir şeye farklı bir açıdan bakmak, görmek bizim o nesne hakkında zihninizde yer  etmiş bulunan yargımızı kökten değiştirebilir. Bahçemizde dolaşırken gözümüze takılan bir şeye biraz daha yakından bakınca benim gibi onun bir maydanoz olmadığını siz de anlayabilirsiniz.

Bodrum Gümüşlükteki yazlığımızın bahçesinde yetiştirdiğimiz çiçekleri düzenli olarak sulamak gerekmektedir. Çünkü yaz aylarında Bodrum havası hayli sıcak ve kuraktır. Toprak ise hiç su tutmaz, geçirgendir. İşte bu sulama işlerini yaparken gözüme diğer bitkilerin arasında farklı bir ot ilişti. Yaprakları maydanozun yapraklarına benzediği için onu önce bir maydanoza benzettim. Tek başına buralarda yaşamını sürdürüyor, keşke yanında birçok arkadaşı da olsa diye aklımdan geçirdim. Bir kuş maydanozun tohumunu ağzında taşırken buraya düşürmüş veya rüzgâr onu bizim konuğumuz olacak şekilde buraya kadar savurmuş diye düşündüm.
Biraz daha yakından bakınca beyaz çiçeklerini gördüm.
Hayır, hayır bu maydanoz olamaz. Maydanozun çiçekleri belli belirsiz ve bundan daha küçüktür. Aaa bu maydanozdan farklı, bir sarmaşık gibi, uzayıp gitmiş, hatta bir kuru dala da dolanmış. Aaa o da ne bir balon. Sanki bir balon. Hafifçe elimle dokundum, gerçekten içinde bir şeyleri saklayan şekilli bir balona benziyor. Biraz ileride yine bir balon ama bu sararmış, olgunlaşmış. Bu balonu, baloncuğu dikkatlice kopardım.
Doğal olarak sulama işine ara verdim. Balkonda bulunan masanın üzerinde balonu yine dikkatlice patlattım.

Ayy bir de ne göreyim, nohut büyüklüğünde üç tane, siyah küre ve…. ve…. her bir kürenin üzerinde krem, beyaz renkli birer tane kalp şekli.

Şaşkınlığım ve sevincim birbiriyle tatlı bir yarış halinde.

Şimdi bilmediğim bu bitkiyi ve onun bu “inanılmaz” güzel tohumunu araştırıp incelemek zamanı.

Bitkinin adını kafadan attım ama araştırırken atışımdaki isabete de ayrıca sevindim. Bu bitkiye gerçekten de   BALONOTU , balon sarmaşığı veya balon asması  deniyormuş.

Bitkinin bilimsel adı balonrebe, cardiospermum halicacabum. Sabunağacıgiller familyasından, Seifenbaumgewâchse, sapindaceae. Aslında bu familyadan değil ama sabun gibi kullanıldığı için botanikçiler onu bu aileye sokmuşlar.

Sabunağacıgilllerin bilinen 1200-1500 türü varmış. Botanikçi İsveç asıllı ama yaşadığı yer Hollanda olan Carl Von Linne 1753 yılında, yani ben bu ilginç bitkiyi görüp tanımadan 250 yıl önce ona Latince kalp tohumu anlamına gelen Cardiospermum ismini vermiş ve soyadı olarak da yunanca tuz fıçısı anlamına gelen Halicacabum adını uygun bulmuş. Bitkinin tohumu uzaktan bakınca bir küpü andırıyor ve üzerine kalp resmi çizilmiş gibi beyazımsı gri renkte bir şekil göze çarpıyor.

Vatanı nın ABD’nin Güney eyaletleri olduğu tahmin edilen bitki günümüzde başta Hindistan, Endonezya, Malezya, Afrika ve Amerika’nın tropik ve subtropik ülkelerinde yabani olarak yetişmekte ve hatta Almanya’da dahi yetiştirilmektedir.
Türkiye’de doğa içinde kendiliğinden yetişen bu bitki daha sonra Alman araştırıcılar tarafından incelenmiş ve ekzemaya iyi geldiği anlaşıldıktan sonra Türkiye’den götürülerek Almanya’da da geliştirilip çoğaltılmış. Giderek ekzema için geliştirilerek ekzema ilacının patenti alınmış.

Balon otunun genellikle otu (yaprak, çiçek, tohum ve sürgünleri) çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılmış

Eskiden bitki romatizma, sindirim bozuklukları ve nefes yolları rahatsızlıklarına karşı da kullanılmış. Günümüzde ise genellikle ve özellikle  egzamaya karşı kullanılmaktadır.

Bu bitki ile ilgili literatür uzun yıllar öncesine dayanmıyor  ve zengin de değil.  (Deutsche Homeopatie Union= Alman Homeopati Birliği DHU) tarafından yapılmış olan araştırmalar başlıca kaynağı oluşturuyor. Bu bitki sabunağacıgillerden olmamasına karşın sabun gibi kullanıldığından bu gruptan sayılmış . Aslında Paul sarmaşığıgillerin sabunağacıgillerden ayrılarak başka bir grup olarak anılmasının uygun olduğu üzerinde duruluyor.

Bitki bir ana yaprak ve uzun bir sap üzerinde üç yapraktan oluşuyor. Her bir yaprak yine üç yaprakçıktan oluşuyor.  Ortadaki yaprak yanlardakilerden  daha büyük,  yaprakların kenarı dişli yuvarlakça, uçlara doğru sivrice ve yeşil renklidir.  Yaprak saplarının dibinden çıkan uzunca bir sap üzerinde 3-5 adet küçük beyaz çiçekleri var maydanozun çiçeğine göre daha görkemli. Meyveleri ceviz büyüklüğünde önce yeşilimsi iken olgunlaşınca sarımsı renk alıyor ve içinde üç adet tohum bulunuyor. Tohumları mercimek ile nohut arası büyüklükte, küre şeklinde, siyah renkli ve üzerinde bitkiye adını veren, krem- beyaz renkli kalbe benzeyen bir şekil bulunuyor.

Balon otunun bileşiminde glutonin beta amyrin vb, steroller, taninler, mineraller, vitaminler, yağlar ve alkoloidler varmış.

Bu maddelerin ekstratlarıyla yapılar, krem, losyon ve benzeri preparatlar söylenen hastalıklara çok iyi geldiği önce hayvanlarda yapılan testlerle anlaşılmış ve insanların kullanımına sunulmuş. Bunların en önemlisi de ekzema ve benzeri deri hastalıkları, dermatitler için kullanılanlar olmuş.

Bahçemizde yaptığım bu küçük gezinti beni buralara kadar getirdi. Bahçemizi, bahçemizdeki gösterişli gösterişsiz her çiçeği,  ağacı, çelimsiz bir çalıyı ve  sıradan bir otu şimdi daha çok seviyorum. zarar vereceğim düşüncesiyle adımımı atarken daha dikkatli oluyorum. Okumalarım arasında bu bitkinin endemik bitkilerden olduğunu ve çıkış noktasının Bodrum bölgesi olduğu bilgisine rastlamıştım ama sonradan bu bilgiyi doğrulayacak başka bilgilere ulaşamadım.

 

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.