TARIM VE HAYVANCILIK/ AOÇ

TARIM VE HAYVANCILIK/ AOÇ
Sevgili arkadaşlarım, dostlarım: 24 Ocak kararlarından başlayan 40 yıllık süre içinde 80 yıllık birikimleri satma, borçlanma yollarıyla kazanılan üç beş kuruşu da verimsiz yatırımlarla israf ederek bugün içine düştüğümüz ekonomik darboğaz üzerine çok ciddi olarak düşünmeliyiz. Üretimi hepten unuttuk. Reel sektörü boşladık. İnşaatla, ithalatta ülkemizi kalkındırıyoruz zannettik. Köylüyü unuttuk. Dışarıdan gelecek aş ile karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Şimdi 70 değil 7 cente muhtacız. Buna rağmen övünmekten geri durmuyoruz. Daha çok cami yaparsak o kadar bereketimiz artar sandık. Yanıldık. Tam olarak şapa oturduk.
Sevgili dostlar ekteki bu videoda ABD’ nde 150 yıl önceki, kömürle çalışan buharlı ve 40 pulluk çekerli bir traktörün çalışmasını göreceksiniz. Toprağı o zaman bile böyle intensive şekilde işlemişler. Geniş arazilerin vereceği ürünle yetinmemişler, üretimi artırmanın, ürünü ıslah etmenin yollarını arayıp bulmuşlar. Fazla ürünü ihraç etmişler. Kapitalist emperyalist ülkeler çevre ülkelerin kaynaklarını sömürmekten önce kendi topraklarını değerlendirmenin önemini anlamışlar. Bunun için gereğini yapmışlar. Bu gün bu ülkede tarım ve hayvancılıkla uğraşan nüfus % 3′ ler civarında ve buna karşın dünyaya her çeşit ürün satabiliyorsa bunun nedenlerini hamasetten, mukaddesattan ve mukadderattan bağımsız olarak oturup düşünmemiz gerekiyor.
1930’lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk Atatürk Orman Çiftliğini kurarken bunları düşünüyordu. Yıllar boyunca ekip biçmesi için kendisine lütfedilen 2 , 3 çiftlik genişliğindeki boz tarladan elde edilecek bire beş ürün için Hamd ve sena eden Anadolu köylüsünün bu kaderini değiştirmek istiyordu. Babadan kalma yöntemlerle, iklim koşullarının insafına kalmış tarım yerine çağdaş bir tarım ve hayvancılığın insanımıza öğretilmesinin gerekli ve zorunlu olduğunu biliyordu.
Hollanda’nın elde ettiği tarımsal başarılardan ise hiç söz etmiyorum.

Sevgili arkadaşlar şimdi, biz o AOÇ ile getirilen anlayışa düşmanlık ettik. Mahkeme kararlarına karşın kaçaksaraylar inşa ettik. Zannettik ki; o alayişi yüksek saraylar itibarımızı artıracak. Olmadı Elon Musk’ın maskaralıklarını seyreder olduk. Domates, patates, biber ulaşılamaz hale geldi.
Sevgili dostlar, arkadaşlar artık zaman geldi. Günümüzün bize verdiği tüm zenginlikleri kuruşuna kadar yedik bitirdik, yarın için çocuklarımızın haklarını harcıyoruz.
Artık aklımızı başımıza alma zamanı geldi, elimizi çabuk tutalım bu zamanı da kaçırmayalım.
Örneğin, örneğin… AOÇ’den başlayalım. 1950’li yıllarda başlayan ihaneti tersine çevirelim
Ve şunu unutmayalım. Bütün bu işleri dışarıdan gelecek bir kurtarıcı değil, biz yapacağız. Bizim azim ve kararlılığımız ile yapacağız.

Saygılarımla…


20.09.2023

aCp

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.