ZÜHREVİ

Z Ü H R E V İ (Sorunlu Kavram)

Herhangi bir konuda doğru, gerçek bilgi sahibi olmak o bilginin aktarıldığı sözcüklerin, kavramların ne anlama geldiğini bilmekle başlar. Bazı sözcükler (ifadeyi taşıyıcı) ve kavramlar (ifade edilen öz) gerçek anlamlarından farklı olarak da kullanılabilmektedir. Bazıları da bir galat(=yanlış) olmasına karşın kullanılmaya devam edilmektedir.

Burada bu yanlışlardan bir tanesini irdelemeye çalışacağız.

Zührevi TDK Sözlüğünün 1966 basımına göre frengi ve belsoğukluğu gibi, en çoğu yolsuz birleşmelerle bulaşan (hastalık) olarak tanımlanmaktadır.

Sözcüğün Fransızcadaki karşılığı vénérien(ne), İngilizce karşılığı da venereal’dir.

Zührevi, Sevan Nişanyan’ ın Sözlerin Soyağacı adlı eserinde (s.531) de belirtildiği şekilde dilimize Arapçadan girmiştir. Arapça zhr kökünden gelen zuhra (t) زهرة “Venüs gezegeni” sözcüğünden +ī ekiyle türetilmiştir.
Zuhur Arapçada ortaya çıkma ve görünür olma anlamında, aynı kökten türemektedir. Bu da bir aydınlığı gerektirir.

Arapça olan bu sözcük yine Arapça zaharaزهر “parladı, ışıdı”(İbranice/Aramca) fiilinden türetilmiştir.
Aramice/Süryanice anlamı zahrā “ışıldak, ay veya Venüs” olan sözcük Arapçaya zahrā “zehra şeklinde kadın adı olarak girmiştir.
Zöhre ve zühre de değişik söyleyişlerdir.

“Venüs’e mensup” [ Aşık Paşa (1271-1332),
Garib-Name, 1330]

Kimde kim ġālib-durur nefs u hevā / Zuhrevīdür dinmek ol şaχṣa revā

dizelerinde zührevi sözcüğünün kullanıldığına tanık oluyoruz.

Konuya biraz daha yakından bakmaya çalışalım. Cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar nelerdir?

Cinsel ilişki ile birçok hastalık (Venereal disease- maladies vénériennes) bulaşabilmektedir. Bunların hastalıkların başlıcaları: HIV/AIDS, hepatit B, hepatit C, sifiliz (frengi), gonore (bel soğukluğu), klamidya, mikoplazma, trikomonas, üreoplazma, herpes-1 ve herpes-2, human papilloma virus (HPV) (siğil) şeklindedir.

Tıp dilinde bunlara topluca STI deniyor. Sexually Transmitted Infections.
Bu işlerin uzmanına da Venereologist deniyor.

Eski çağlarda cinsel yolla bulaşan hastalıklarla Venüs (güzelliğin ve aşkın tanrıçası Aphodite)’ ün ilişkilendirilmesi
a) bilgisizlikten,
b) ataerkil toplum kültüründen kaynaklanmaktadır.
Bu tanımlamayı kimin, nerede ve ne zaman başlattığı konusunda elimizde bir bilgi bulunmamaktadır. Başka bir ad kalmamış gibi örneğin Mars değil de niçin Venüs’ün seçildiği ise aşağı yukarı bellidir.

Yukarıda sözünü ettiğimiz hastalıkların nedeni veya kaynağı kadın değildir. Kadınlarda görüldüğü gibi erkeklerde de görülmektedir. Belirtilerin benzer ya da farklı oluşunun hiçbir önemi de bulunmamaktadır.

TDK sözlüğünde cinsel ilişkiyi fuhşu akla getirecek şekilde “yolsuz birleşme” diye tanımlamaya kalkışmak ise bize göre tam bir talihsizliktir. Tıp bilimine aykırı olduğu gibi, bu hastalıkların cinsel ilişki kadar başka yollarla da bulaştığı gerçeği ile de çelişmektedir.

Egemen ataerkil gelenekler hiç sorgulanmadan hastanelerimizin bu servislerine “Zührevi Hastalıklar” adı rahatlıkla verilebilmektedir. “Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi” adıyla faaliyet gösteren hastanelerimiz bulunmaktadır.

Buraya kadar anlatmaya çalıştıklarımızı özetlersek:

*Aşkın ve güzelliğin kraliçesi Venüs’ün adının bir hastalıkla ilişkilendirilerek kirletilmesi ve aşağılanması yanlıştır. Orta çağ karanlığının bir ürünüdür. Bu yanlışlık artık, şu yaşamakta olduğumuz 21.Yüzyılda düzeltilmelidir.

*Cinsel ilişki ile bulaşan hastalıkların kaynağı ve bulaştırıcısı kadın değildir. Birçok durumda hastalıklı bir erkek de sağlıklı bir kadına bu hastalığı bulaştırabilmektedir.

*Cinsel ilişkinin yollu-yolsuz birleşme diye tanımlanması yanlıştır.

*Hayat kadınlarının bu “özel” hastanelere ve servislere götürülerek hak etmedikleri bir muameleye tabi tutulmaları bir önlem değil, toplumun ayıbıdır.

*STI adı altında toplanan hastalıkların cinsel ilişki dışında da bulaştığı bilinmektedir.

Durum bu olunca; kadın hakları savunucularının, kadının ikinci cins olarak tanımlanmasından yakınanların, feministlerin, demokratların, çağdaş uygarlıktan ve insan haklarından söz edenlerin bu konuya duyarlı olmaları gerekmektedir.
Yakınılan sorunlar kendiliğinden düzelmez, bu konuların öncelikle sorgulanması ve değiştirilmesi için mücadele verilmesiyle düzelir.

Kullandığımız dilin, hastane ve servis adlarının değiştirilmesi bu konularda bir önemli basamaktır.
Örneğin, ” Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi ” adından ZÜHREVİ sözcüğünün çıkarılması sağlanabilir. Aynı şekilde üniversitelerimizin, tıp fakültelerinde deri ve zührevi hastalıklar ana bilim dalının da adının düzeltilmesi mümkündür.

Bu konulardaki sis perdesinin kaldırılması ve ayıp günah vb. yanlış anlayışların terk edilerek gençlerimiz başta olmak üzere tüm toplum katmanlarına eğitim verilmesi gerekmektedir.
Bu eğitimi verecek sağlık ve teknik uzmanı kadrolar oluşturulmalıdır.
Elbette ve öncelikle bunları gerçekleştirebilecek bir siyasi iradeye ihtiyacımız vardır.

Saygılarımla…
aCp
27.02.2021
( Aylak Bilgiler 10 )

Resim

 

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.