ZEPHIRANTES

 

Dün akşam günü böyle uğurlamamıştık. Bu sabah da günü böyle karşılıyorum…
Uykumu almış olmalıyım, uyandım saat yerine çalışma odamdan, pencereyi açtım, karşıya baktım. Helios tanrının ilk altın okları…
Akşamı ayrı güzel sabahı ayrı.
Güzel olanı bu güzelleri, bu güzellikleri görebilmek. Daha da güzeli bu güzellikleri görmenin zevkini yaşamak, keyfini sürebilmek. Mükemmel olanı da bu güzelliklere bir şey katabilmek.
Bayramlık ayakkabısını giymek için sabırsızlanan bir çocuk gibiyim, heyecanlanıyorum. Havanın biraz daha aydınlanmasını, tomurcuğun açılmasını bekliyorum. Bu yıl nedendir bilmem, gecikti, gelmeyecek sandım, başına bir şey mi geldi diye kuşkulandım, tasalandım ama doğa benim üzüntümü anladı sanırım, toprağın altından zıp diye çıkıverdi. Biraz sonra onun iki tane fotoğrafını çekip bu iki fotoğrafın yanına koyacağım.
Batı Rüzgarı Tanrısı Zephiros’un adından dolayı ona Zephirantes demişler.
10 yıl önce bahçenin bu köşesine soğanlarını sokmuştum. Her yıl Ağustos sonu Eylül başı olunca güzelliği ile çiçeklerini açar. Ben mutluluktan uçarım.
Teşekkürler hayat.
Yaşamak güzel şey.
NOT: Evet, Zephirantes tomurcuğu söylediğim gibi saat 10’00 da tamamen açıldı ve ben de söylediğim gibi çiçeğin açılmış bir fotoğrafını diğerlerinin arasına koydum. Zephirantesin pembe ve beyaz renkli olanları da var.

 

Herkese güzel bir gün dilerim.

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.