DÜĞMELERİMİZ

DÜĞMELERİMİZ
Fotoğrafta yüzlerce belki de binlerce düğme var. Her biri ayrı ayrı bizlerin yaşanmışlıklarımızın sessiz tanıkları.
Dile gelseler kim bilir, bize neler neler anlatırlar.
Giysiler bin bir çeşit. Giyildikten, eskiyip atıldıktan sonra atılmaya kıyılamayan bir parçası bunlar. Bir anı…. Bir anı.
O giysi gelinliğinizin veya damatlık giysinizin düğmesi.
Hiçbiri, hiçbiri unutulmaz.
Şu, sol yanda duran üzeri mineli olan, o var ya… Bana anneannemin anlattığına göre onun teyzesinin ona diktiği bayramlık entarinin düğmesi imiş. Onun yanında duran babamın askerde giydiği kaputun düğmesi. Ya şu, en önde duran kız kardeşimin önlüğüne annemin diktiği beyaz düğme. Okula geç kalmasın diye alelacele dikerken kız kardeşimin boynuna iğne hafiften girmişti. Ne çok bağırıp ağlamıştı. Nasıl unuturum ben onu. Annem iğnenin girdiği yeri öper öpmez nasıl da susmuştu, ben de onunla ne korkak kız diye alay etmiştim.
Bizim bu birikintilerimizin içinde bey, paşa, miralay giysilerinin düğmeleri yok. Olsaydı emin olun onları da atmazdık.
Her birini gözlerimizle okşardık. Kimini de biraz olsun kokusu sinmiş, sinen kokusundan biraz olsun orada belki kalmıştır diye burnumuza götürürdük.
Ahh düğmeler, düğmeler…

10.07.2022

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.