POSEIDON (Depremlerden Sorumlu Tanrı)
Myndos’ tan kalktım, düştüm yollara
Bir elimde narthex, Prometheus’ tan kalma
Sihirli asa
Evim göçmüş, karım ölmüş, ayağım kırık
Geçen güz, kandım Dionysos’un iğvasına
Diktim kafama, dibine kadar içtim kana doya
Ben yaptım sen yapma
Poseido’ num, ulu tanrım kızdırdım seni
Dile benden ne dilersen, bağışla beni
Ayırmadım hakkını, suç benim, kabahat bende
Poseidon’um, ulu tanrım nerelerdesin sen
Güç ver, kuvvet ver, kıyma bana
Bilmeliydim
Elinden eksik etmediğin tridentin inince yere
Al takke ver külah Gaia’nın karnında
Kızılca kıyamet
Gözüm karşı sahilde
Önce ayağımdaki kırık kemiklerim
Bin güçlükle, tekneden tekneye
Zephyros’un insafına bağlı rüzgârla
Zonklayan ayağımı sürükleye sürükleye
Ulaştım sonunda Egenin ılık sularında
Yaralı bir kertenkele gibi uzanmış yatan
Upuzun Kos’ a
Ulaştım, acılar içinde kıvrana kıvrana
Gösterdim ayağımı ulu çınarın gölgesinde
Öğle sonrasında, çatık kaşlarla
Dersini anlatan Hippocrates’ e
Dallarda kuşlar korktular, acıdılar bana
Kaçıştılar, karıştılar havaya, çığlık çığlığa
Ünlü hekim kuşlara da bana da aldırmadı
Bağırttı beni, bağırdım
Ayağımı sonunda bağladı iki tahtaya
Ellerin dert görmesin dedim,
Zeus razı olsun senden
Dediler aradığın Prometheus, ağabeysi Zeus
Ida’ nın doruğunda biz ölümlülere
Yeni hayatlar biçeceklermiş bu gece
Helios çekip gitmeden, Nyks gelmeden
Kısa çöp uzun çöpten hesap sormadan
Bulmalı, yalvarmalı, bağışlatmalıyım
Bin pınarlı Ida, her zamanki halinde
Güneye esen ıtır kokulu rüzgârlar
Çağlayan dereler, serin akan sular
Erguvanlar, çiçekler, şen şakrak kuşlar
Umurlarında değildi Myndos”lu çoban
Evi göçmüş, karısı ölmüş, ayağı kırık
Gözlerinde yaş bir başına, bin pişman
Myndos’lu çoban narthex’ine dayanmış
Acıdan, yorgunluktan, kahrından
Beli iki büklüm olmuş
Son bir gayret kaldırdı başını en yukarılara
Açtı kollarını, birini doğuya binini batıya
Yakarılarının duyulduğundan emin değildi
Çaresizlikten çöktü dizlerinin üzerine
İki tanrı, biri diğerinin fısıldıyor kulağına
Kahkahaları aşağılara yayılıyor
Poseidon kalktı ayağa, ağır adımlarla
Yaklaştı Myndos’ lu çobana
Elindeki trident şimdi boğazında
Bağırdı en gür sesiyle
Ahmak!
Nereden çıkardın benim yaptığımı
Evi ocağı yıktığımı, canlar aldığımı
Hem bana ne, dik durmuş yıkılmış evin,
Ölmüş karın, kırılmış ayağın
Benim işim başımdan aşkın
Denizde, karada eşim ve çocuklarım
Olympos’tan gelen sorumluluklarım
Bizi biz tanrılara, tanrıçalara bırakın
Siz ölümlüler işlerinize bakın
Süfli işlerinizi bizi bulaştırmayın
Dedim ya işim, işimiz başımızdan aşkın
Elindeki narthex bilmez misin
Ne varsa onda varımız yoğumuz
Çaldı o hırsız, utanmaz Prometheus
Ondan beri fer kalmadı bileğimizde
Üstesinden gelir sandık, yanıldık
Topal demirci Hephaistos
Hakkından gelir sandık yanıldık
Ağabeyim boş bulundu
Oğlu Herakles’i gönderdi, olanlar oldu
Prometheus kurtuldu
O siz ölümlülere yakan ateşi değil
Bizlerin damarlarımızdaki feri verdi
Fersiz kaldık, güç şimdi size geçti
Maskara olduk
Sen gücünü bilmeyen ahmak
Her şey orada narthex’in içinde
Aç bak, bilmek orada, haz orada
Erdem orada ve sen aptal Myndos’lu burada
Kalk ayağa, bak dizlerin taşıyor hala
Ağırlığını koca gövdenin
Sil gözünün yaşını, ağlama
Benim karşımda el bağlama
Kulak ver Thales’e, Epikouros’a
Güven aklına, ellerine, cesareti yakala
Yapacağımızı yaptık, doldurduk devrimizi
Gör duy, anla yap, hak senin, yetki senin
Yaptıkların senin, yapamadıkların senin
Sen ve doğa baş başa
aCp
Gaia: Toprak tanrıçası
Dionysos: Şarap tanrısı
Hephaistos: Topal, demirci tanrı