DÜNYA DÖNÜYOR – ZAMAN

 

DÜNYA DÖNÜYOR- ZAMAN

Sen ben istesek de istemesek de dünya fır fır dönüyor. Döndüğünü anlasak da anlamasak da dönüyor. Döndükçe her şey de değişiyor. Ellerimizden akıp giden, gittiği yöne doğru gitmeye devam ediyor, gözümüzden uzaklaşıyor, anısı kalıyor geriye. Dönüp yakalanamıyor.

Oyunun kuralları değişiyor. İnsanın elleri ve kafaları harikalar yarattıkça yaratıyor. Örneğin uzaktaki biriyle eskiden ateş yakarak, duman çıkartarak haberleşirken şimdi bin bir hünerli cep telefonları çıktı. İnsan zekası mucizeler yaratmaya devam ediyor. İnsanlar daha iyi, güzel ve bol ürün almak için aşılar yapıyorlar. Ne var ki aşı yerinin hemen altından piç sürgünler çıkıyor. Piç sürgünler öyle bir çıkıyorlar ki aşı yerinin çıkan filizleri geçiyor. İnsanın hırsı, ben ve benim dürtüleri her şeyin önüne geçiyor. Bunlar giderek aşının amacını ortadan kaldırmaya başlıyor. İnsanlar o hırs uğruna birbirlerinin boğazlarına sarılıyorlar. Başta sevgi gidiyor, yardımlaşma ve dayanışma gidiyor, imece gidiyor. Bunların yerine rekabet ve çelme takmalar geliyor. Doğanın bir parçası olarak barış ve huzur içinde yaşamak varken herkesle aptalca bir savaş ve sömürü aldı başını gidiyor.
Artık aklımızı başımıza alla zamanı geldi…

Utku Canbolat: Eppur si muove

Ali Can Polat: Bu konuyu tartışabileceğim en isabetli kişi veya kişiler sanırım sen ve seninle aynı akademik kariyeri paylaşanlardır.
Gerçekten de hareket ediyor. Hareket ettiğine göre ona bu hareketi sağlayan bir şey olmalı.
Nedir o? … Devamını Gör

Utku Canbolat: Zaman, bir fizikçi için denklemlerimizde kullandığımız parametreden öteye geçmiyor. Örneğin, bir parçacığın hızını bulurken konum vektörünü zamana bölüyoruz. Ancak burada zamanın ne olduğu ile ilgilenmiyoruz. Zaman hakkında bazı gözlemlerimiz var. Örne… Devamını Gör

Ali Can Polat: Evet, iyi ki; zaman akıp gidiyor. Ya akmasaydı biz ne yapardık? Düşünmek bile insanın nefesini kesiyor. Dün dünde kalmasaydı yarın da bugün yaşasaydı… Ne korkunç bir şey olurdu? Dün bugün ve yarın, hepsi bir masanın üzerinde. Üşütmemek için ne yapmalı?

Utku Canbolat: Zaman akmasaydı herhalde aynı nehirde iki kez yıkanabilirdik 😄

Ali Can Polat: Evet tam da öyle. Bunu en iyi anlayan ve dile getiren Herakleitos olmuş.

@@@

AYLAK ADAMIN İNSANI BEZDİREN MERAKLARI

Duyumsamak, sezmek, irdelemek, karşılaştırmak, denemek öğrenmek, bilgilenmek.

Zihin bellek, öğrenilenleri bellekte tutmak, onları arşivlemek, istiflemek, depolamak.

Unutmak, unutamamak, unuttuğunu anımsamak, anımsamamak, anımsayamamak.

Bilginin fizyolojisi nedir, anatomisindekiler nelerdir?

Bilgi unutulur mu? İnsan ölünce bilgiler de ölenle birlikte mezara mı giderler?
Yoksa bilgiler bir yerlerde hoş ya da çirkin bir seda olarak asılı kalırlar mı ? Acaba bilgiler bir gün hortlarlar mı?

Bir şeyler yapmaya karar vermek, karar verilen şeyleri uygulamaya çalışmak bazı şeylerden vazgeçmeyi kabul etmek demektir.
Örneğin bir yandan su içerken bir yandan şarkı söyleyemezsiniz? Hem uyuyup hem kitap okuyamazsınız? Uyumak ya da kitap okumak. Sizin istemenize göre bu ikisinden birinden vazgeçecek, birini unutacaksınız.

Aynı şekilde yeni bir bilgi edinmek için de bir önceki bazı bilgilerin unutulması mı gerekir?

Belleğin bir sığası, kapasitesi var mıdır? Beynimizin işlem hacmi gerçekten kaç gb’tır. İnsan beyinleri arasında yaş ve cinse göre farklılık var ama, işlem gücü farkı da var mı? Belleğin dolması söz konusu olur mu?

Unutmak, unutulmak mı yoksa bazı bilgi ve duyguların arka plana atılması mı?

Gerçekten bu bilgiler işlem yapılan masa üstünde, tezgahta hep kalsalar biz ne yapardık? Örneğin birine gönül veren bir delikanlının belleğinde unutma ya öteleme işlemleri olmasa yeni birine nasıl aşık olurdu?

Zaman dediğimiz şey acaba bunun için mi icat edil di? Öncekiler sonradakiler !

Gezegenimizde ayak izlerimiz silinmeden kalıyorsa acaba biz ya da bir başkaları bu izleri sürerek eski bilgileri bir adli tıp uzmanı gibi canlandırabilirler mi? Yoksa yapanın yanına kar olarak kalır mı? Acaba yarın o semavi dinlerin ısrarla söylediği gibi bu eylemler kıyamet denen o günde canlandırılıp yargılanacak mı? Sonunda kimisine ödül kimisine ceza mı verilecek? Bu ödül veya cezaya neden gerek duyulacak?

Birisinin eteğimi çektiğini görüyorum. Bu kadarı yeter, biraz daha devam edersem başta ben sonra bunları okuyanlar kafayı üşütür müş!

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.