DÖKÜLEN YAPRAKLARI SÜPÜRÜP ATMAYIN

 

 

DÖKÜLEN YAPRAKLAR O AĞAÇLARIN, BİTKİLERİN YENİLEŞMESİNİ SAĞLAR. O ONLARIN BİR PARÇASIDIR.
SÜPÜRÜP ATMAYIN.

Renk renk yapraklar, ne kadar da güzel değil mi?
Sonbahar gelince solan, sararan, kızaran sonra birer birer dökülen yapraklar. Rüzgarın peşi sıra uçuşan yapraklar…
Bugün Yeni Gölcük Yolunda arabamla İzmit’e doğru yol alırken önümde esen yelle bana eşlik eden çınarlardan dökülen yapraklar. Kendimi bir düşün içinde sandım. Gazeller üzerine çok şey söylenmiş, yazılmış çizilmiştir. İnsana hüznü yaşatır.
Sonra o yapraklar hafiften kararır, ufalanmaya başlarlar. Birileri gelir onları park ve bahçelerden süpürmeye kalkar. Onlar artık bizim gözümüzden düşmüş gönlümüzden çıkmıştır. Çirkin buluruz. Kasım ayında başlayan yağmurlarla dünün düşlerini süsleyen bu şeyler artık bazıları için çirkin, dayanılmaz bir hal almaya başlamıştır. Bir an önce onlardan kurtulmamız gerekmektedir.
Oysa
Yaprakları süpürmeyin. Onlardan yere düşen yaprakların arasında kalan tohumlar baharda yeni bir hayatın başlangıcı olacaklar.
Ağaçlar onları geri alıyor. Eriyen, çürüyen yapraklardan toprağa karışan kalsiyum ve daha birçok mineral toprağın geçirgenliği sayesinde köklere kadar ulaşırlar. Çürüyen yaprakların mikroskopik canlı ve cansız sayısız mineral toprağa karışır. Kökler onları geri alıp, doğal yaşamsal çevrim içinde o bitkilere besin sağlarlar. Ağaçların dibindeki yapraklar, toprak içindeki kökleri, kışın donmaktan da korurlar, toprakta bir nemlilik sağlarlar.
Yaşam yalnız biz insanların soluk alıp vermesinden, biz insanların her şeyi biz biliriz, dünyada olup bitenler bizden sorulur şeklindeki yanlış savından ibaret değildir. Biz doğanın sahibi ve efendisi değil onun sadece bir parçasıyız. Doğanın dilini anlayalım.
aCp

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.