DESİNLER DİYE YAŞAYANLAR

DESİNLER DİYE YAŞAYANLAR…

Uygarlık ile modernlik arasında bir fark var. İnsanlar eskiden yaz aylarında havalar ısınınca yaylalara çekilirler miş. Yazın sıcağında Serin yaylalarda hiç bunalmadan yaşarlar, sürülerini kekik kokulu otlaklarda otlatırlar, yayla şenlikleri yaparlarmış, kış ayları için yağlarını, peynirlerini vb. gereksinim duydukları şeyleri örneğin yakacaklarını bu aylarda güle oynaya, imece ile sağlarlarmış.
Modern yaşamda insanlar eskinin aksine sahillere üşüşmeye başladılar. Sıcaktan yakındıkları halde ağaçsız, gölgesiz kumsallara, plajlara hücum ettiler. sonra bir şemsiye bir şezlong için birbirlerinin boğazlarına sarılmaya başladılar. Bunları ihtiyaçlarından değil modern olmak, modern görünmek için, tatil yaptı desinler diye, çok tüketken insan desinler diye yaptılar. Eskinin insanı yaylada üretmeye devam ederken modern yaşamın insanları şezlonglarında tembel tembel yatmayı mutluluk kaynağı saydı.
İşte böyle böyle geçti seneler…

Bin yıllardan beri sürdüregeldiğimiz üretim ve tüketim biçimlerinin ve alışkanlıklarınızın sonunda 21. yüzyılda bu işin böyle gitmeyeceği anlaşılmaya başlandı. Bir yanda küresel ısınma ve onun yarattığı başa çıkılmaz sorunlar öte yanda insanın dizginlenemeyen hırsları, kibirleri. Bunları baskılardan akıl almaz güvenlik harcamaları. Bunların birleşiminde yaşanan kaotik bir huzursuzluk.
Yaşadığımız ekonomik ve politik süreçler sürdürülemezlik ile karşı karşıya. Doğanın içinde ve onun bir parçası olan biz insanların hem üretim ve hem de tüketim şekillerini başka bir deyişle uygarlığımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Yine başka bir anlatımla kapitalist sistemle ve bireyci bir anlayışla yola devam edemeyiz. 1917′ lerde yakalanan şans yeniden değerlendirilmeli.
aCp

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.