HAMAS – NETENYAHU KAVGASI

HAMAS – NETENYAHU KAVGASI
Aklım almayan veya anlamakta zorluk çektiğim gerçekler:
1- Kendilerini Yahudi, Musevi veya İsrailli olarak tanımlayan bu insanlar Babil sürgünü yaşamışlar, Mısır’da sürgün yaşamışlar, Romalılar Kudüs’ten sürmüşler. İspanyollar İspanyadan sürdüler, Çarlık Rusya’sı da sürdü, Almanlar sürdü, sürmediklerini gaz odalarına gönderdi.
Bu insanları birileri sürekli sürüyor, birlikte yaşamak istemiyorlar. Niçin?
2- Müslümanlık öncesi ve sonrası Araplarla Yahudiler arasında dişe dokunur bir kavga gürültü olmamış. Müslümanlar Hristiyanlarla kapışmışlar ama Yahudilerle önemli bir savaş yapmamışlar. Bu coğrafyada Osmanlı Hanedanlığı 1517-1922 yılları arasında hükmetmiş yine tarih kitapları bir savaş yazmıyor. Hatta İspanya sürgününden sonra buyurun gelin, buralar herkese yeter deniyor.
Buna karşın son yıllarda artan oranlarda bir Yahudi düşmanlığı var. Bazıları küfür edeceği zaman Yahudi dölü diye başlıyor. Ama doğrusunu söylemek gerekir ise tarihin her bir döneminde ekonomik ilişkiler hiç hız kaybetmeden sürüyor.
Aslında Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık inancında olanlar hepimiz İbrahim’den geliyoruz, aynı şeylere tapıyoruz diyorlar ama arada bir kapışıyorlar. Bu gerçeği göz önünde tutarsak savaşın tetikleyicisinin din değil başka şeyler olduğunu düşünmek gerekiyor. Hele Müslümanlar ile Yahudiler arasında ritüel benzeşmeler o kadar çok ki! O zaman bu kavga, kıyamet niçin?
3- Ne olmuşsa olmuş, tarih 1948’ gelince Araplar ile Yahudiler ölesiye savaşa tutuşmuşlar. Bunu soru olarak sormaya gerek yok, herkes biliyor.
4- Diaspora’ da başka bir kültür içinde asimile olmadan, eriyip gitmeden binlerce yıl ayakta kalmak her babayiğit ulusun harcı değildir. Bunu dinsel baskı, dinsel sevgi, inanç gücü ile açıklamak zordur. Yahudilerin tamamı gurbet ellerde varlığını sürdürebilmek için önce çok çalışkan olmak, sözünde durmak, kimse ile olur olmaz kavgalara bulaşmamak zorundadırlar. Yaşadıkları ülkenin yasalarını, ekonomisini çok iyi öğrenmişler ve bu yasalara herkesten çok uymuşlardır. Haklarını bu yasalara göre aramışlardır. Çok iyi plan plân ve programla ne yapmaları gerektiğini, neleri yapmamaları gerektiğini çocuk yaştan öğrenmişlerdir.
Bu denli çalışkanlık ve disiplin içinde çalışınca başarılı olmuşlardır. Halk ile her zaman saygılı ve güven duygusu ile yaşamışlardır.
Bu gerçeklere karşın son olarak da Avrupa’dan da kovulmuşlar, öldürülmüşlerdir. Niçin?
ABD ile çok sıkı fıkı ilişki içindedirler. Son yönetim Yahudilerin bir dediğini iki etmiyor. Yarın onlarla da düşman olurlar mı? Ben bilmiyorum, ama yaşanmış olaylar insana niçin olmasın dedirtiyor.
5- Yahudiler 1939-45 yıllarının öcünü almak ister gibi bir halleri var, Filistin’ de yaşayanların tepesine durmadan bomba yağdırıyor, niçin? Yahudiler akıllı insanlar onca bilim insanı, sanatçı yetiştirmişler, sanırım bu sorunun yanıtını en iyi onlar bilirler. Yine de öçlerini yanlış yerde arıyorlar diye düşünüyorum.
6- Filistin cephesine gelince; Yahudiler eskiden iyi kötü bir devlet kurmuşlar, Filistinliler onu da yapamamış, Niçin?
Yahudiler geleneklerine, topraklarına ne denli bağlı ise Filistinliler de o denli bu özelliklerden uzak. Kimse alınmasın ve yanlış da anlamasın, Filistinliler öncelikle tembeller. Disiplinsizler ve sözlerine güvenilmiyor. Her iki coğrafyayı da gezdik. Gördük, binyıllar önceki gibi yaşamak istiyorlar, kandırarak, yalan söyleyerek yaşayabileceklerini sanıyorlar. Bir taraf hoşgörü içinde sizinle ekonomik ilişkilerini geliştirirken diğer taraf örneğin alışveriş sonunda 100 liralık şeyin üstünü vermemeyi hesap etmektedir. Üretmeyi tümüyle unutmuşlar. Bu durumda tekbir getirmekle, slogan atmakla ve HAMAS gibi şiddet örgütlerinde kümelenmelerle bir sonuç almaları olası değildir. Bu gün her ne kadar değişik ülkelerde savaşın kötülükleri protesto edilse de İsrail başta ABD olmak üzere tüm Batılı ülkelerden akla gelebilecek her türlü desteği sağlayabilmektedir. Filistin ise kendi birliklerinden yoksun oldukları gibi soydaşları ve ırkdaşlarından neredeyse hiç destek alamamaktadırlar. Bu haliyle bu savaşın sürdürülmesi ayrıca çok acıtıcıdır.
21. Yüzyılda din eksenli bir savaş ne pahasına olursa olsun sona ermeli, erdirilmelidir. Bu kıyım, kırım ve yıkım bir an önce sona ermelidir. Eğer 3 din için de Kudüs önemli ise bu bölgenin yönetimi Birleşmiş Milletlere verilmeli kalan yerler de her iki haltı da memnun edecek bir anlaşma sağlanmalıdır.
En kötü barış en yi savaştan daha iyidir, noktasındayız.
20.11.2023
Bir ateş görseli olabilir

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.