Konstantin Razumov

Sanki çok uzak bir dünyada yaşıyorlarmış gibi
Sanki çok eski bir yüzyılda yaşıyorlarmış gibi
Ne çok değişti, ne çok değişiyor bu dünya
Sanki gördüğümüzde bunu yaşamıştık der gibi
Adına Uygarlık dediğimiz şey bizi peşine takıp bulunduğumuz kıyılardan kıyıları görünmez uzaklara sürüklemiş gibi.
Kimse kimseyi tanımıyor.
Gülmelerin, ağlamaların rengi bile değişti.
Biri ağladığında diğeri gülüyor ama niçin ve neye güldüğünü o da bilmiyor…
Bahçelerindekini bırakıp komşunun bahçesinden kiraz çalmak için toplanan çocukların heyecanını bu günün çocukları hiç yaşayamıyorlar.
Biliyor musunuz, bu yaramaz hırsızlar çetesine yol gösteren ufaklık kaşla göz arasında gidip kendi evlerinden bahçe kapısının anahtarını getiriyor, arkadaşlarını gürültü yapmamaları için uyarıyor, onları tek tek kapıdan içeri sokuyor. Yani gözeticilik, erketelik görevi de yapıyor.
Ben bunları size anlattığımda biliyorum, sizler inanmayacaksınız. Olsun, inanmayın. Anılarımızda canlanan o an bu günkü gibi taze, yüreklerimiz o günkü kadar çırpıntılı.
Yenecek olan kirazın değeri değil çalmanın heyecanı, o macerayı yaşamanın dayanılmaz coşkusu. Bir şey yapmış olmanın, bir serüvenin verdiği haz. Becerme isteği. Ağacın en uç dalına çıkıp en kırmızı kirazı kimin toplayacağı yarışı.
Her bir çete üyesi kendisini film kahramanı gibi görmeye başlıyor.
Razumov’ un bu resmine iyice bakın. 21. Yüzyılda aynı yaştakilerin ellerindeki cep telefonları veya tabletleri ile yaşadıkları arkadaşlıkları göz önüne getirin.
Bu çocukların yaşadıkları doyumsuz oyun heyecanını günümüz çocuklarına yaşatalım. Bizlerin ebeveyn olarak boynumuzun borcu budur.
Nasıl mı? Çocuklarımızı severek ve onlarla arkadaş olarak. Onların bizim çocuğumuz olduğu kadar bu toplumun bir bireyi olduğunu da düşürerek.
İyi akşamlar, herkese selam ve sevgiler…4 kişi ve tekne sanatı olabilir
13.07.2023
aCp