SANAT ANLAYIŞLARI

SANAT ANLAYIŞLARI

Mağara döneminden günümüze kadar gelen süreçte doğuda batıda, dünyanın her yerinde insanlar yaşadıkları ortamlardan etkilenerek içlerinde yarattıkları, büyüttükleri sanatsal düşünceleri belli tarzlar içinde dışa vurmuşlardır. Resimde, müzikte, heykelde, mimaride, her alanda klasikten, rönesansa, baroktan, rokokodan, arnuvoya kadar farklı akımlar ortaya çıkmıştır. Bunların sayısı o kadar çoktur ki; sanatçı sayısı kadar sanat tarzı var desek pek de yanlış olmaz. Hiç kuşkusuz bu akımlar var oldukları dönemlerde geçerli ekonomik sisteminin zevklerini, dünyaya bakış açılarını yansıtmaktadır ve aynı zamanda bu akımlar o günkü yaşama şekillerini etkilemektedirler. Bu açıdan bakıldığında avcı toplayıcı dönemlerin, tarım toplumunun, feodalitenin, aristokrasinin, burjuvazinin ve geniş halk kitlelerinin, işçilerin dünyaya bakışlarına göre farklı yollar izlemeleri doğaldır.
Bütün geçmiş dönemlere kuş bakışıyla baktığımızda bu tarzların, akımların her birinin bir noktada buluştuklarını gözlemleyebiliyoruz. Bunlar simetri, proporsiyon ve aheng gibi. kurallardır. Bunlar bize değişik bileşenlerle farklı estetik zevkler verirler. Hepsi ufuklarımıza yeni pencereler açarlar. Böyle baktığımızda natüralist, sembolist, romantik, gerçekçi, gerçeküstücü, empresyonist veya ekspresyonist, kübist, taşist tarzların ayrı ayrı değeri vardır. Hiçbir sanatçının yaptığını iyi ya da kötü diye niteleyemeyiz. Yeter ki, sanatçı sanatın genel kurallarına uygun ve sanatçı disiplini ile ortaya bir şeyler koysun, üretsin.
21. Yüzyıla geldiğimizde teknolojinin, bilişim ve iletişimin akıl almaz yükselişleri karşısında sanat anlayışlarının gerilerde kaldığını örneğin mimaride bir barok tarzın aşılamadığını, müzikte klasik, barok veya romantik çağın hala yerine geçebilecek güzellikte şeyler konamadığını görmekteyiz. Adına modern dediğimiz bu dönem adeta bir tıkanmışlığı ifade etmektedir. Dahası gerçekötesi gibi insana, doğaya aykırı anlayışlar, bir anti-gusto ortaya çıkarmaktadır. Bu durumda bir sanatsever olarak elimizde eskiye öykünmekten başka bir seçenek kalmıyor.
Aşağıdaki bu fotoğraf 1750’li yıllarda Napoli’de yapılmış olan Caserta Sarayının bahçesindeki bir barok heykel grubunu yansıtıyor. Gözlerimizi bakmaktan alıkoyamıyoruz.

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.