FAİZ – ENFLASYON SARMALINDA

FAİZ – ENFLASYON SARMALINDA

Bir yandan kapitalist ekonomi sistemi kabul edilecek ve sistemin kurallarına bire bir uyulacak öte yandan o sistemin en önemli kuralına, faize karşı çıkılacak. Bu irrasyonel karşı çıkış için de dinsel bir metinde, Kuran’da geçen nas=dogma kavramına sığınılacak!
Yumurtasız omlet olmazsa faizsiz bir kapitalist sistem de olmaz, olamaz.
Kuran’da yasak olan faiz değil aşırı faizdir, ribadır.
Bir tacir bir tacire 2 yıllığına, içinde koyun ve koçların da olduğu bir sürü veriyor. Bu 100 hayvanlık sürüyü alan kişi sürünün iaşe ve ibatesini üstlenmiştir ancak bu 2 yıllık süre içinde koyunların sütünden ve sürünün yününden yararlanacaktır. Sütünden yağ, peynir yapacak, yünleri de satacaktır.
Bu 2 yıllık süre içinde koyunlar kuzulamış ise bu kuzular anlaşma uyarınca sürüyü verene ait olacaktır.
Sürü 100 hayvan iken örneğin 124 hayvan olmuştur. Bu 2 yıllık artış kabaca söylemek gerekir ise ayni sermayenin ayni bir semeresidir yani faizidir.
Bu faiz öncelikle yaşlanan ve ilerde kuzulama potansiyeli azalan mal varlığının amortismanıdır.
Faiz de çeşitli nedenlerle değeri azalan paranın yıpranma karşılığıdır denebilir.
Bu anlamdaki bir semereye, faize hiç bir din karşı çıkmamıştır. Tekrar edelim dinler bu tür uygulamalara karşı çıkmamışlar, tersine özendirmişlerdir.
Riba denen faiz 100 hayvanlık bir sürü için 100 hayvan gibi altından kalkılamayacak geri ödemelerdir. Bu tür girişimler kimi dinler için haram ilan edilmiş ve devletler tarafından da ( örneğin Murabaha Nizamnamesi) yasaklanıp yaptırım uygulanmıştır.
Sonuç olarak : Ya kapitalist sistem içinde kalınacak ve sistemin olmazsa olmaz bir kuralı olan faiz, piyasanın öngördüğü koşullar içinde kabul edilecek veya bu ekonomik sistem terk edilecek faizsiz kolektif bir üretim ve tüketim sistemi, sosyalizm kabul edilecektir.
Arada kalmak ekonomik bir iflas ve yok olup gitmektir.
Faizin nedeni enflasyon veya enflasyonun nedeni faizdir şeklinde bir kısır tartışma yumurta tavuk tartışmasını akla getirmektedir.
Bu sistem içinde kalınarak faizin indirilmesinin altın ve kur piyasasını hareketlendirdiği, paranın değerinin düşürdüğü, dün 2 liraya alınan malın bugün 2,5 liraya alınmak zorunda kalındığı halkın hergün yaşadığı acı bir gerçektir.
Faizi mi enflasyonu, enflasyon mu faizi doğurur fantezileriyle uğraşacak lüksümüz kalmamıştır.
Dostoyevski’nin dediği gibi ilk yanlış bir kaza, ikincisi hata, üçüncüsü bir tercihtir.
Bu üç olasılığın hepsi de insan aklının veya insanların oluşturduğu toplumun ortak aklının ürünüdür.
aCp

Yorum bırakın:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.